Herkese yeniden merhaba. Ağaç Ev Sohbetlerimize son hızla devam ediyoruz. Üç hafta boyunca neler konuştuk, neler yaptık... Bu etkinlikle beraber hem güncel haberleri hem de konuşmak istediğimiz fakat bir türlü fırsat gelemeyen konulara değiniyoruz. Bu etkinlikte siz de söz sahibi olabilirsiniz. Tartışmak istediğiniz veya herhangi bir konuda farklı görüşleri merak ediyorsanız bir katılın derim!
Blog sayfanızın içeriği farklı olabilir ama genel ortak bir katılımla farklı görüşleri okumak, tanımadığımız blog arkadaşlarımızı veya yeni katılanları tanımak aracılığıyla bu etkinlikte tanımış olacağız. Taha' nın da dediği gibi bir nevi kalabalıktan kaçıp, bir ağaç evde toplaşıp sohbet etmek. Haftanın sonunda da konuyla ilgili içerik yazan bütün bloggerların linki paylaşmış olacak. Böylece bu etkinlik unutulmayacak. Önceki haftanın yazılarına buradan ulaşabilirsiniz. Sonraki hafta için soru önerim; Ülkemizde ve dünyadaki birçok ülkede engelli insanlara karşı savaş hakkında neler düşünüyorsunuz? Şehirlerdeki bencillik ve sosyal yaşamı kısıtlayan engeller sizi de rahatsız ediyor mu?
Evet, gelelim bu haftanın konusuna: Yaşadığınız şehrin veya memleketinizin sevdiğiniz ve sizi oraya bağlayan özellikleri nelerdir? Şehrinizde gitmeyi tercih ettiğiniz yerleri, meşhur yemekleri ve bir gün uğrarsak bize önerebileceğiniz aktiviteleri tanıtır mısınız?
İlk olarak ben Eskişehirliyim. Tabi ki Eskişehir' de gezilecek çok yer var. Özellikle müzeleri ve kütüphaneleri sizlere öneririm. Taha Akkurt' un da Eskişehir' i paylaşmış. Onun ki daha ayrıntılı ve çok güzel bir yazı olmuş. Yazıya buradan ulaşabilirsiniz. Eskişehir şuana kadar gezdiğim -memleketim diye övmüyorum- en güzel şehirlerden biri. Boşuna üniversite şehri demiyorlar. Nüfusu genç ve dinamik. Kesinlikle gitmenizi öneririm. Tabii Eskişehir deyince insanın aklına çiğ börek gelir. Oradayken Papağan Çiğ Böreğine gitmenizi kesinlikle tavsiye ederim. Ellerinizi yiyebilirsiniz. Ayrı yeten gece hayatı da çok neşeli. Oradayken tanıdığımız birisinin barı vardı. Gerçekten bir gittiğinizde oraya da uğramayı unutmayın. Sözün kısası anlatılmaz gezilir...
Gelelim yaşadığım şehre... Ben Alanya' da yaşıyorum. İklimi gerçekten inanılmaz. Eskişehir' deki gibi soğuk hava yok. Kıştayken bile havanın en düşük sıcaklığı 18 oluyor. Bu yüzden burasını seviyorum. Özellikle Alanya' nın bir gün doğumuna ve gün batımını inanılmaz. Ayrıca Toros Dağları' na bir yürüyüş yapmanızı tavsiye ederim. Alanya' da yaz demek; sahil, güneş ve kitap üçlüsüyle devam eder. Havası, suyu bana göre bambaşka. İnsan alışınca vazgeçemiyor...
Ayrıca sadece Alanya' ya yı değil ayrıca Gazipaşa' yı da tercih ederim. Kesinlikle o güzel koyları ve o güzel insanlarla iç içe olmak çok güzel. Oradaki koylara gittiğinizde gerçekten de denize girmiş olduğunuzu fark edeceksiniz. Çünkü maalesef toplu plajlardaki deniz kirliliğinden dolayı yüzemiyorsunuz. Her yer insan dolu. Fakat Gazipaşa' daki koylar tertemiz ve balık kaynıyor. Her türden balıkla tanışmanız mümkün. Sıradaki Ağaç Ev Sohbetlerini merakla bekliyorum! İyi Gezmeler...
Blog sayfanızın içeriği farklı olabilir ama genel ortak bir katılımla farklı görüşleri okumak, tanımadığımız blog arkadaşlarımızı veya yeni katılanları tanımak aracılığıyla bu etkinlikte tanımış olacağız. Taha' nın da dediği gibi bir nevi kalabalıktan kaçıp, bir ağaç evde toplaşıp sohbet etmek. Haftanın sonunda da konuyla ilgili içerik yazan bütün bloggerların linki paylaşmış olacak. Böylece bu etkinlik unutulmayacak. Önceki haftanın yazılarına buradan ulaşabilirsiniz. Sonraki hafta için soru önerim; Ülkemizde ve dünyadaki birçok ülkede engelli insanlara karşı savaş hakkında neler düşünüyorsunuz? Şehirlerdeki bencillik ve sosyal yaşamı kısıtlayan engeller sizi de rahatsız ediyor mu?
Evet, gelelim bu haftanın konusuna: Yaşadığınız şehrin veya memleketinizin sevdiğiniz ve sizi oraya bağlayan özellikleri nelerdir? Şehrinizde gitmeyi tercih ettiğiniz yerleri, meşhur yemekleri ve bir gün uğrarsak bize önerebileceğiniz aktiviteleri tanıtır mısınız?
İlk olarak ben Eskişehirliyim. Tabi ki Eskişehir' de gezilecek çok yer var. Özellikle müzeleri ve kütüphaneleri sizlere öneririm. Taha Akkurt' un da Eskişehir' i paylaşmış. Onun ki daha ayrıntılı ve çok güzel bir yazı olmuş. Yazıya buradan ulaşabilirsiniz. Eskişehir şuana kadar gezdiğim -memleketim diye övmüyorum- en güzel şehirlerden biri. Boşuna üniversite şehri demiyorlar. Nüfusu genç ve dinamik. Kesinlikle gitmenizi öneririm. Tabii Eskişehir deyince insanın aklına çiğ börek gelir. Oradayken Papağan Çiğ Böreğine gitmenizi kesinlikle tavsiye ederim. Ellerinizi yiyebilirsiniz. Ayrı yeten gece hayatı da çok neşeli. Oradayken tanıdığımız birisinin barı vardı. Gerçekten bir gittiğinizde oraya da uğramayı unutmayın. Sözün kısası anlatılmaz gezilir...
Gelelim yaşadığım şehre... Ben Alanya' da yaşıyorum. İklimi gerçekten inanılmaz. Eskişehir' deki gibi soğuk hava yok. Kıştayken bile havanın en düşük sıcaklığı 18 oluyor. Bu yüzden burasını seviyorum. Özellikle Alanya' nın bir gün doğumuna ve gün batımını inanılmaz. Ayrıca Toros Dağları' na bir yürüyüş yapmanızı tavsiye ederim. Alanya' da yaz demek; sahil, güneş ve kitap üçlüsüyle devam eder. Havası, suyu bana göre bambaşka. İnsan alışınca vazgeçemiyor...
Ayrıca sadece Alanya' ya yı değil ayrıca Gazipaşa' yı da tercih ederim. Kesinlikle o güzel koyları ve o güzel insanlarla iç içe olmak çok güzel. Oradaki koylara gittiğinizde gerçekten de denize girmiş olduğunuzu fark edeceksiniz. Çünkü maalesef toplu plajlardaki deniz kirliliğinden dolayı yüzemiyorsunuz. Her yer insan dolu. Fakat Gazipaşa' daki koylar tertemiz ve balık kaynıyor. Her türden balıkla tanışmanız mümkün. Sıradaki Ağaç Ev Sohbetlerini merakla bekliyorum! İyi Gezmeler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder