Herkese yeniden merhaba. Farkındalık Kuşağı son hızla devam ediyor. Sizlerden gelen güzel geri dönüşler ve konu önerileriniz için çok teşekkür ederim. Bu haftanın konusu ise Kadın Hakları! Önceki Hayvan Hakları yazımda da değinmiştim. Eğer bir haksızlık yapılmasaydı bu hakları hiçbir zaman bilmeyecektik. Yani Kadın Hakları neden var sizce? Bir haksızlık yapılmış ki ondan dolayı böyle bir hak var. Sonuçta İnsan Hakları yok mu? Bunun içine kadın da erkek de giriyor.
Ülkemizde ve dünyada 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü olarak kutlanmaktadır. Her sene kadın haklarıyla ilgili şiirler, kitaplar ya da siyasilerin haklarla ilgili sözlerin söylendiği o günde maalesef sadece söz edilip unutuluyor. Bir de cinayetlerin haber olduğu zamanlar. Özellikle de ülkemizde Atatürk sayesinde kadının var olduğu hakkı ona yeniden teslim etmiş, bu günümüze kadar devam etmiş ve edecektir. Tarihe bir bakarsanız Kadın Haklarından söz eden ilk ülkeyiz. Ona hak tanıyan, seçme ve seçilme, en önemlisi kadının da bir İNSAN olduğunu duyurduğumuz bir hak. Peki şu an kadına verilen değer nedir? Maalesef diplerde. Sadece birkaç olay olunca söz ediliyor, bunun üzerinden prim yapılıyor ve sonra YİNE unutuluyor. Şunu hep soruyorum ve soruyoruz. Erkek Hakları diye bir şey neden yok? John Stuart Mill; ''Bir uygarlığın seviyesini ölçmek isterseniz, derhal kadının hayat şartlarına bakın.'' demiş. Gerçekten de çok yerinde bir söz. Çünkü bir uygarlığında kadının hayat şartları bize birçok şey anlatır. Eğer o toplumda erkekler üstün değilse, kadın her fikrini özgürce açıklayabiliyorsa, kadının sadece bir nesli oluşturmak için araç olarak tanınmıyorsa o toplum gelişmiş bir toplumdur.
Dünden bugüne kadın haklarına bakılacak olursa, yıllar geçtikçe kadın unutulmaya yüz tutmuş durumda. Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği savaşın temsili başlangıcı olarak 8 Mart 1857 tarihinde Amerika'nın New York kentinde tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadının düşük ücretlerini, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için grevler yapmasıyla başlamıştır. Dünya genelinde kadın haklarında son yıllarda çöküşte diyebiliriz. Dünyadaki en fakir insanların büyük bir çoğunluğu kadın, dünyadaki eğitim almamış insanların büyük çoğunluğu yine kadınlardır. Kadınlar bugün ülkemizde de erkeklere göre %25 - %50 oranında daha az ücretle çalıştırılmaktadırlar. Ya da çocuklarına bakmak için evlere hapsolmaktadır. Ülkemizdeki kadın nüfusu erkek nüfusuna oranla fazla olmasına rağmen, nice Türk kadının tarihte nelere imza attığını unutmuşuz. Örneğin bugünkü mecliste kadın sayısı neden çok az? Belki kadınlar daha fazla olsaydı bugünkü durumlara düşmeyebilirdik. Çünkü kadının dediği yerlerde güller açar. Günümüze şöyle bir bakarsak, kadının topumda rol oynadığı ülkeler daha gelişmiş değil mi? Bence bunu bir sorgulamalıyız. Ülkemizdeki kadınlar maalesef değer görmüyor ve haksızlıklarla mücadele etmekle kalıyor. Özellikle şu sözü hiç sevmiyorum; sen kadınsın, yanlış anlaşılır. Gerçekten bu sözlerle biz bir yerlere varamayız.
Bu durumu değiştirmek de bizim görevimiz. Özellikle Farkındalık Kuşağı'yla ben elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Konuşmak istediğimiz ya da eksikliklerimizi bu seriyle yeniden savaşmak istiyorum. Özellikle ülkemizdeki sorunlara değinmek ve yazmak kim bilir belki bu yazıyı okuyan daha da bilinçlenecek. Sizlerin de bu konuyla ilgili düşüncelerinizi çok merak ediyorum. Yorumlar bölümünden görüşlerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın. Kadının daha çok değer verildiği bir dünyada görüşmek üzere dostlarım!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder