Herkese yeniden merhaba. Sıcak sıcağına bitirmişken sizlere paylaşmak istedim. Evet şu sıralar Stefan Zweig eserlerinden gidiyorum. Şuan da Bir Kalbin Çöküşü' nü okuyorum. O da hemen bitince sayfada yerini alacak. Peki siz şu sıralar ne okuyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyorum. Kardeşimle beraber karşılıklı okuyoruz. Ben kitabımı bitirince kardeşimin okuduğu Stefan Zweig kitabını okuyorum. Böylece kitapla ilgili düşüncelerimizi sıcak sıcağına dile getirebiliyoruz. Bu sayede de blog sayfamdan paylaşmak daha kolay oluyor. Ayrıca kelime-bul.com' dan da Stefan Zweig' ın biyografisini buradan inceleyebilirsiniz. Gelelim kitabımıza...
Zweig bu eserinde bir kadının yaşamını bütünüyle değiştiren yirmi dört saatlik deneyimini anlatırken, insanda içkin saplantıların ve dayanılmaz arzuların sınırlarında gezinir. Özgürce ve tutkuyla içgüdülerinin peşine takılan bir kadının bu kısa ve yoğun hikayesi, kadın kalbinin sırlarına ermiş ustanın kaleminde olağanüstü bir anlatıya dönüşür. Yapıtı için mekan olarak muhteşem atmosferiyle Fransız Riviera' sını seçen Zweig, 1920' li yılların sonlarında Avrupa'nın "kibar" tabakasının ikiyüzlü ahlak anlayışına yönelik eleştirel tavrıyla dikkat çekmektedir. Üslubu çok gerçekçi, akıcı ve coşkunluklarla dolu olduğundan, alıp hemen bitirmek isteyeceksiniz. Her kitap okunmak içindir; ama Stefan Zweig’ in kitapları sadece hissetmek içindir. İyi Okumalar!
Beni unutmuştu, bana bir dakika önce verdiği sözü unuttuğu gibi ettiği yemini de unutmuştu.
İnsanları yargılamaktan değil, anlamaya çalışmaktan zevk alıyordum.
Bir kadının duyguları sözcükler olmasa da, her şey apaçık ortaya dökülmese de, her şeyi hisseder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder