Herkese yeniden merhaba. Karşınızda yeni bir mim! Bu mimin konusu da eğitimle ilgili. Yani sizi yıllara geri dönüş yolculuğuna çıkarıyorum. Biliyorum ki bu blog sayfasındaki en çok beğenilen ve soru cevap şeklinde eğlenceli bir etkinlik. Sık sık başka mimleri de blog sayfamda paylaşmak istiyorum. Eğer sizin de ilginç ya da yanıtını merak ettiğiniz sorular varsa bana iletişim bölümünden yazabilirsiniz.
Sorduğunuz soruları da bu güzel mimler ile yanıtlamış olacağım. Kimleri mimleyeceksin sorusuna yanıtım da; bu mimi okuyan herkesin yanıtlamasını rica ederim! İlk olarak bir insanın çocukluktan gençliğe kadar olan döneminde okul hayatı bir dönüm noktasıdır. İlkler her zaman önemlidir derim ki öyle. İlk arkadaşlıklar, ilk dostluklar bu zamanda kurulur. Hayatımızda her geçen gün tecrübe kazandığımız bu döneme geri dönüş yapalım mı?
1) İlkokulda nasıl bir öğrenciydin?
İlkokuldayken çok çekingen ve disiplinli bir öğrenciydim. Birinci sınıfa tam geçerken eğitim sisteminin ''yine'' değişmesiyle kardeşimle beraber okul hayatımı sürdürdüm. Yani biz ikiz gibiydik. Eğer bir ikiziniz varsa ve beraber okula gidiyorsanız kıymetini bilin. Ama büyük sizseniz vay halinize. Notları alan hep bendim. Kısacası benden geçinirdi. :) Bizi hep ikiz zannederlerdi fakat öyle değildik. Fakat her zaman diyorum, iyi ki birlikte okumuşuz.
2) Dostluk kavramına inanır mısın?
Evet dostluğa inanırım. Hatta ilkokuldan başlayan bir dostluğum var. Tam olarak 10 yıldır beri arkadaşız. Dostluk çok zor bulunan ve çabuk bitebilen bir süreçtir. Arkadaş çok kolay bulunur fakat dost öyle değil. Duygu, ilkokul sıralarından bu zamana kadar yanımda olan, gülüşüp paylaştığımız birçok güzel anımızın oluşmasını sağlayan dostum. Sen gülünce gülümseyen sen üzülünce üzülen ve o sinirle voleybol topuna vuruşuyla sana aşık olmuş bir ben... İyi ki varsın!
3) Okul hayatınızda en çok zorlandığınız ders veya dersler ya da önerileriniz var mı?
Tabii ki herkesin zorlandığı dersler olmuştur. Benim de en çok zorlandığım ders fizik ve bazen matematiktir. Bazen diyorum çünkü bazen ben bile kendime hayran kalıyordum. Ama fizik için bunu demek mümkün değil. Ama takıldığınız bir konuda kafa yorarsanız çözülemeyen bir problem kalmaz diye düşünüyorum.
4) Öğretmeninizle yaşadığınız komik bir olay var mı?
Evet yine ilkokuldayken, sınıf öğretmenimiz dersi anlatırken tebeşiri elinden düşürmüştü. Onu almak için eğildiğinde ise pantolonundan bir ''çarttt!'' diye bir sesle sınıf gülme krizine girdi. Sadece sınıf değil öğretmenimiz de gülmüştü. Paltosunu sırtına bağlayıp (ki o zaman sınıf başkanı bendim) dersi ben anlatmaya devam etmiştim. Tabii ben sınıftakilerden büyük olduğum için onlardan daha uzundum. Dersi anlatmaya devam ederken müdür yardımcısı kapıyı tıklatıp içeriye tam giriyordu ki ''Özür dilerim öğretmenim.'' diyerek hemen dışarı çıktı. Sınıfça şoka girmiştik. Evet beni öğretmen sanmıştı. Sınıfta öyle bir kahkalar koptu ki anlatamam. Bunun gibi birçok anım var. İyi ki var...
5) Hiç sınıf başkanı veya başkan yardımcısı oldun mu?
Oooo. Benim seçilmem iki elin parmaklarını geçer bile. Şöyle düşünüyorum da ben baya bir diktatörmüşüm. Sınıfın büyüğü olarak kim başkan olmak isterse ben el atar ve o seçimi kazanırdık. Ama en iyi başkan da ben seçilirdim. Sınıf öğretmenimiz hasta olduğu ve gelmediği zamanlarda dersi ben anlatır veya takıldığımız sorularla ilgili tartışmalar yapardık. Diğer sınıfların öğretmenleri hayran kalırdı. Çünkü o sınıflarda öğretmen olmadığı zamanlarda kıyamet kopardı. Fakat BİZ öyle değildik.
6) Hiç öğretmen olmayı düşündün mü?
Evet, düşündüm. Hatta oldum bile. Yani ilkokuldayken öyleydim. Fakat yıllar geçince ve farklı bakış açıları eklendikçe fikrim değişti. Ama öğretmenlere hayranım. Ben de bir şeyleri öğretmeyi çok seviyorum, örnek olmayı. Boşuna öğretmenlik mesleği kutsal bir meslek dememişler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder